AK Parti Merkez Yürütme Kurulu MYK, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulunuyor.
İşte Çelik’in açıklamalarından satır başları:
Özel şartlarda Atatürk ve arkadaşlar hiç umutsuzluğa kapılmadan milletimizin geleceğini inşa etmek için büyük devrimler gerçekleştirdiler. O günden bugüne kadar da bu şekilde devam ediyor.
TBMM’NİN DÜNYADAKİ MECLİSLERDEN BİR FARKI VAR
Zorlukların bir kısmı dışarıdan bir kısmı içeriden kaynaklandı. Vesayet, askeri darbe dönemleri, demokrasi ve geleceğimizden çalan dönemlerdi. 28 Şubat, 17-25, FETÖ ve darbe teşebbüsü cumhuriyet ve demokrasimize yönelen iç tehditlerde en kirli ve en alçaklardan biri olarak kayda geçti. Ama millet iradesi bu girişimi de altüst etti. Dünyada bütün meclisler bir kurtuluş savaşının sonunda kurulmuştur. TBMM’nin ise dünyadaki meclislerden bir farkı vardır, 2 kere gazi olmuş bir Meclis’tir.
GÜÇLÜ VE KARARLI DURUŞU VERMEYE DEVAM EDİYORUZ
Geçmiş yıllarda yaşadığımız krizlerin en büyüklerinden bugün de devam eden, aslında arkasında siyasi proje beslenen PKK, DEAŞ ve FETÖ’ye kadar çok yönlü terör saldırısı milli egemenliğimizi tehdit etmeye çalışıyor. Buna en güçlü ve kararlı duruşu vermeye devam ediyoruz. Bu yüzüncü yıl önümüzdeki on yıllara en güçlü şekilde ilerlememiz için geleceğe bakabileceğimiz dönem olacaktır. Türk siyasetini felç eden, her zaman içeriden sabote eden, içeriden suikast girişimleri düzenleyen yaklaşım, sürekli olarak sistem tartışmaları yaptığımızda, siyaset üretmeye çalıştığımızda rejim krizi üretmek için kurumsallaşmış bazı yapıların olmasıydı. Bunlar siyasi parti, bürokrasi olarak vardı. TBMM’de bir yasa görüşürsünüz, tarım, sanayiyle ilgili, onu bile rejim krizine dönüştürmeye çalışırlar. Hukuku hepimizin şemsiyesi olmaktan çıkararak bir siyasi kamçı gibi kullanmaya çalışırlar. Halbuki Türkiye’nin kendi kendiyle rejim problemi yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin laik, demokratik, sosyal hukuk devleti olarak kurumsallaşmıştır. Geçmişte vesayet girişimleri, hukuku geriye çekerek kanun devleti anlamında kullanılan vesayet girişimleri ve daha birçok konu geçtiğimiz dönemde sona ermiştir.
DOĞAL GAZ, PETROL REZERVLERİ ÇOK ÖNEMLİ DURUMDA
Cumhurbaşkanımız yılbaşı vesilesiyle özetin özeti olacak nitelikte açıklama yaptı. TOGG’un yakında yollarda görülecek olmasından, ülkemizin bağımsızlığı açısından, enerjisi açısından geleceğin kerteriz noktası olması açısından bunlar doğal gaz, petrol rezervleri çok önemli bir durumda. EYT’den Gabar’daki petrol keşfine kadar hızlı adımlar atıldı. KYK borçları silindi.
TÜRKİYE KÜRESEL BİR AKTÖRDÜR
Artık Türkiye dışarıdan yapılan birtakım girişimlerle ya da içeride bünyesinin zayıflatılmasıyla manipüle edecek bir ülke değildir. Türkiye küresel bir aktördür. Cumhuriyetimizin yeni yüzyılına bu özgüvenle, içi ve altı dolu özgüvenle girecek şekilde bu seneyi karşılamış olduk.
TÜRKİYE GÜVENLİ LİMAN OLARAK YOLUNA DEVAM ETTİ
Karşı karşıya kaldığımız en büyük problemlerden bir tanesi Rusya-Ukrayna savaşı ile ortaya çıkan bölgesel ve küresel tablo. Atatürk’ün ‘yurtta sulh, cihanda sulh ilkesiyle’ sıkı sıkıya bağlı şekilde, sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi gerektiğini her defasında vurguluyoruz. Cumhurbaşkanımızın sahada ve masada güçlü Türkiye dediği gibi güvenilir mütteftir. En son tahıl krizi, enerji krizi, esir takası Cumhurbaşkanımızın dirayetli yönetimiyle son derece usta bir şekilde yönetilmiş, Türkiye güvenli liman olarak yoluna devam edebilmiştir.
KALICI ATEŞKES UFUKTA YOK
Rusya’nın ilhak ettiği bölgelerden çekilme iradesinin olmaması, bütün bunlar resmi bir barış anlaşmasını bırakın, kalıcı bir ateşkesin bile ufukta görülmediğini gösteriyor. Önümüzde uzun bir soğuk savaşın görülmeye başladığını söyleyebiliriz.
BARIŞI MÜMKÜN KILACAK PERFORMANS TÜRKİYE’DEN GELDİ
Eski dünyanın dikişlerinin çözüldüğünü ama yeni dünyanın doğamadığını, bütün kaos içerisinde güçlülerin zayıfları ezdiği tablonun devam ettiğini görüyoruz. Bütün bu soğuk savaş tablosu içerisinde Türkiye’nin diplomatik denge ve performansı, Güney Kafkasya’dan Kuzey Afrika, Ortadoğu’dan Balkanlar’a kadar ne kadar kıymetli olduğu bir kez daha görülmüştür. AB diplomasisi bu süreçte etkisiz kalmıştır. Cumhurbaşkanımızın siyasi inisiyatiflerine destekte ciddi bir performans ortaya koyamadılar. Bütün bu savaş tablosu içerisinde barışı mümkün kılabilecek yegane performans Cumhurbaşkanımızın siyasetiyle Türkiye’den gelmişti.
ONLARA DESTEK VERMEYENLER UTANSIN
AB toplantılarında Cumhurbaşkanımız, Türkiye olmadan Rusya-Ukrayna meselesini konuşabilecekleri gibi yanılgı içerisine girebiliyorlar. Türkiye olmadan Rusya-Ukrayna savaşının konuşulması egzersiz düzeyinde kalır. 2002 açısından Diyarbakır anneleri bütün dünyanın en büyük vicdan nöbetine imza atmıştır. Teröre karşı insan hakları temelinde çocuklarına kavuşma temelinde yapılmış dünyadaki en büyük eylemlerden biridir. Türkiye ile ilgili raporlarında en ufak ayrıntılara, yalan yanlış bilgilere yer verenlerin Diyarbakır annelerini zikretmemelerinden onlar utansın. Bütün bu vicdansızlıkları bir siyasi konjonktür gibi görenler utansınlar. 2022’de terörle mücadelemiz içeride emniyet ve jandarmanın, sınır ötesinde Türk Silahlı Kuvvetleri ve Milli İstihbarat Başkanlığı’nın koordinasyonuyla en meşru mücadeledir.
SORU CEVAP
ŞAM İLE 11 YIL SONRA RESMİ TEMAS
Suriye meselesiyle ilgili olarak bütün dünyanın önemli devletleri karşı çıksa da Türkiye Suriye halkının faydasına olacak şekilde, Suriye’nin reformlar yapması, dünyayla entegre olması için güçlü bir irade ortaya koydu. Sayın Cumhurbaşkanımızın Suriye, Şam, Halep’e gidiş gelişlerinde yanındaydık. Kendi siyasetimiz açısından Arap Baharı ile ortaya çıkan dalganın bölge ülkelerini sarsacağını gördük ve değerlendirdik. O zaman bu ülkelerin birtakım reformlar yaparak bu dalgalar karşısında daha kapsayıcı yaklaşım üretmesiydi. Bu aslında iyi gidiyordu. Bir dönem bazı bürokratlar oraya gidip gelmeye başlamışlardı. Biz bunları yaparken dünyanın önemli ülkeleri Suriye’ye tırnak içinde haydut devlet muamelesi yapıyordu.
En son bütün süreci reddeden ABD bile Şam’la temas kurdu. Daha sonra katliamlar, öldürmeler, kötü görüntüler bu ilişkilerin kopmasına yol açtı. Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünden yana olmuştur. Bizim tutumumuz devlet yapıların korunmasıydı. Etrafımızdaki sorunlu bir coğrafya. Herkes güvende olmadan toplam güvenlik üretilmesi mümkün değildir. Komşularımızın güvensizliğe ve yoksulluğa sürüklenmesinden siyasi bir çıkar üretmemiz mümkün değildi. İç savaşın ortaya çıkmasından sonra ilişkiler kesildi.
Her zaman Astana, Cenevre sürecinde sorunun siyaset ve diplomasi yoluyla çözülmesi yönünde altını çizdik. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, Suriye halkının ortak yararının gözetilmesi. Suriye’deki olaylar bizi tehdit etmeye başlayınca müdahale ettik. Zeytindalı, Fırat Kalkanı gibi harekatlar olmasaydı orada birtakım devletçik yapıları kurulacaktı.
Akdeniz’de her ülkenin o kadar çok savaş gemisi var ki, neredeyse balıkçı gemilerini yakalayacak. Göçmen krizinden Rusya-Ukrayna savaşının ortaya çıkardığı tabloya kadar bu kaotik yapı içerisinde Türkiye diplomasiyi işleterek istikrar alanlarını çoğaltmaya, diyalog kanallarını büyütmeye çalışıyor.
Bu noktada yine çözümün siyasi olduğunu düşünüyoruz. Astana ile Cenevre süreçlerinin birbirini tamamlayan süreçler olduğunu ifade ettik. Gelinen bu noktada oturup konuşmamız lazım. Bu terörist yapılara petrolü satan ilişkiler ağı, birtakım devletler tarafından sunulmuştur. Bunlar artık orada Suriye’nin kaynaklarını sömürerek kendi terör faaliyetleri için para kazanmaya başladılar. Ortadaki tablo birileri bunları orada kalıcı kılmaya ve tırnak içinde devletimsi yapılar hale getirmeye çalışıyorlar. Defalarca söyledik, sınırımızın dibinde bir Afganistan istemiyoruz. Türkiye istikrar üreten, Suriye halkını gözeten, toprak bütünlüğünün korunması için ortaya irade koyan bir ülke olarak ortaya çıktı.
Bu terörist yapılara petrolu satan ilişkiler ağı, birtakım devletler tarafından sunulmuştur. Bunlar artık orada Suriye’nin kaynaklarını sömürerek kendi terör faaliyetleri için para kazanmaya başladılar. Ortadaki tablo birileri bunları orada kalıcı kılmaya ve tırnak içinde devletimsi yapılar hale getirmeye çalışıyorlar.
Defalarca söyledik, sınırımızın dibinde bir Afganistan istemiyoruz. Türkiye istikrar üreten, Suriye halkını gözeten, toprak bütünlüğünün korunması için ortaya irade koyan bir ülke olarak ortaya çıktı.
Burada Cumhurbaşkanımız net bir irade koydu. İstihbarat teşkilatlarımız arasında görüşme, Milli Savunma Bakanlıklarının arasında görüşmeye evrilmiştir. Bundan sonra en üst seviyede görüşmenin ajandası oluşturulacaktır.
Gelinen noktadan memnunuz. Diplomasi, müzakere, konuşma sorunu çözmek için üretilmiştir. Burada köprü kurma zamanıdır. Bu köprüler kurularak bu yola devam edilecektir.
SEÇİM TARİHİ TARTIŞMALARI
18 Haziranla ilgili çıkabilecek bazı sıkıntılardan dolayı bir değerlendirme yapılıyor. Bu tabii ki erken seçim düzeyinde bir değerlendirme olmayacak. Tarihin az geriye çekilmesi için değerlendirme yapılıyor. Bu değerlendirme erken seçim anlamına gelebilecek bir değerlendirme değil. Bir karar olduğu zaman sizinle paylaşacağım.
SİNAN ATEŞ CİNAYETİ
Ailesine başsağlığı diliyoruz. Bu menfur olay sonrası yapılan yorumlara itibar edilmemesi gerekir. Ölüm olayı üzerinden siyaset yapmaya kalkanlar var, bunların durumu ahlaki değil. Emniyet güçleri konunun tüm boyutunu ortaya çıkaracaktır. Olay bütün yönleriyle aydınlatılacaktır.
FRANSA’DAKİ OLAYLAR
PKK terör örgütünün en güçlü şekilde faaliyet yürüttüğü ülkelerden bir tanesi Fransa. Defalarca terör örgütü bayraklarıyla eylemler yaptılar. Günlerce Paris’i yakıp yıktılar. Ondan önce gerçekleşen faşist ırkçı saldırıyı da kınıyoruz.